Sulhperver - Eddai
Ay dünyaya, ben sana tutulurdum
Unutmayı bilseydim unutmayı unuturdum
Geceme nurum, nuruma bulutumdun
Yazık! Bir dünyalık uğruna unutuldum
Gözlerimiz doymuyordu
Açlıktan birbirimizi yiyip bitirdik
Hiç mi özlediğin olmuyordu?
İnsanlar bahsedildiği kadar da iyi değild
Ey iyi bir halt yediğini söyleyenler
Halt dediğin böyle yenir, öyle yenmez
Ey dünyayı keşfettiğini söyleyenler
Ömrünüzde gördünüz mü böyle yerler
Hiç seyr-u ettiniz mi dualarda?
Benim doğamda rengarenk dualar var
Aşkı geçtim insan bile olamazsın
Öfkelendiğinde farkın yoksa boğalardan
Derin bir 'af' çekip şiirler yazmalıyım
Derhal kurtulup içimdeki kalabalıklardan
Aşkı geçtim insan bile olamazsın
Unutma hususunda yarışıyorsan balıklarla
Saadet elde eder miyiz peki, derdi yoğursak?
Duamız son model bir araba mı, ev mi yoksa?
Aşkı geçtim insan bile olamayız biz
Birbirimizi bir ev kadar sevmiyorsak
Vicdan, villalardan ağır yüktür
Azrail'i görür görmez kaçıp gider malın mülkün
Yetim yüreğini kar kışta ısıtmaya yetmez
Ateş pahası kalın kürkün
Olsa olsa kendinden soğutur
Zamanla dağ gibi göstertir ufacık nohutu
Gözlerini karanlık dünyama doğru tut
Tut ki ışık görsün, boy versin tohumum
Yazsam, sığmazsın kitaplara
İnsan yaratıldığına inanmaz mı bir damladan?
Bakmaz mı nohut kadar tohumdan çıkan koca çınarlara
Çıramı yakma çabasında bin andaval
Beslemiş oldukları adâvetten
İçimde cayır cayır yanan aşkı kor sandılar
İnancım Kalu beladan, aşkım Asr-ı Saadet'ten
Edebim, zerâfetim Osmanlı'dan
Seni başıma taç yaptım, kulağıma küpe
Sitemim seni elimde tutamadığım güne
O günü gören binlerce şahit var.
Mesela bir tanığım Ay, bir tanığım güneş
Onlara sor istersen, merak ediyorsan
Sor ve inan! Onlar ne diyorsa
Asâletine hayran Orta Doğu
Sana hasret Kudüs, seni zikrediyor Şam
Bütün yıldızlar el ele verip
Gökyüzüne sensiz geçirdiğim süreyi yazdılar
Uzak diyarlardan damlayınca küre-i arzıma
O an pır pır etti ve fırladı yüreğim ağzıma
Nice güzellikler akıyordu paçalarından
Habersiz yakalandım aşkına, kaçamadım da
Yanımda şemsiye de yoktu, aşık oldum sırılsıklam
Seni unutturan bütün putlar yıkılsınlar!
Gönlümün Kâbesi'ne ilişmesinler yeter ki
Bu yara senin eserin
Bu yüzden hoşnut değilim hiç iyileşmesinden
İçimdeki karanlığın irileşmesinden
Git gide büyümesinden, körleşmekten
Körfezden aramaya çıktık seni dört beş tekne
Aradık, bulamadık, bunadık
Beni benden ettiğin bu şehre tez dön, çok bekletme
Belki yarın olur ben olmam
Yarını bekleyenler asıl kaybeden onlar
Ben deniz malum bir duacınız..
Aşk kimsesizlerin kimsesi, fakirlerin şânı
Ateşten azâdım, cennete gidişatım
Aşk ki gönüllerin nuru, ilimlerin şâhı
Yalnız Aşk dize getirdi onca padişâhı
Orhan'ı, Fatih'i, Süleyman'ı
Kasıp kavuran güneşi umursamaz küheylanım
Adeta süzülür dört nala bir sahra boyu
Sonunda Bedevilere ulaştırır vaveylamı
Nurun güneşi ezip yapıyordu aya vurgun
Aşıktım, kendimi çaya vurdum
İyi hoş demlenirken sende gitme birden
Gitme ki beni şiirlendirme...
0 yorum:
Yorum Gönder